Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Ülkemizde İngilizce ile ilgili belki de en sık duyduğunuz ifadeler arasında “İngilizce biliyorum ama konuşamıyorum.” veya ” Anlıyorum ama konuşamıyorum.” vardır. Ve aslında durum gerçekten genel olarak böyledir. Lise veya üniversite mezunu pek çok insan temel düzeyde grammer bilgisine sahiptir. Yabancı biri ile konuştuğunda belli seviyede söylediklerini anlayabilir. Ancak iş konuşmaya geldiğinde, kimi zaman çok bilgili insanların bile çekindiğini görebilirsiniz. Dilerseniz ilk olarak bu durumun nedenlerine göz atabiliriz. Daha sonra çekinmeden İngilizce konuşmak için başvurabileceğiniz yöntemler ile çözüm yollarını inceleyebiliriz.
Neden İngilizce Konuşamıyoruz?
Bu sorunun en kısa cevabı Türkiye’deki teori odaklı ve pratiği gözardı eden eğitim sistemidir. Ayrıca okul veya akademik başarının çoğunlukla sınav notlarına göre değerlendirilmesi de bu durum üzerinde büyük bir etkendir. Sınavlar eğitim sisteminde büyük ve önemli bir yer kapladığı için, dersler de sınav başarısını arttıracak formatta işlenir. Adım adım birbirini etkileyen bu sistem sonucunda şöyle bir sonuç ortaya çıkar. Öğrenci çoğunlukla yeterli dil bilgisi ve kelime bilgisine sahiptir. Nasıl cümle kuracağını ve neyi nerede kullanması gerektiğini de çoğunlukla bilir. Ancak tüm bunlar uzunca bir süre bilgi düzeyinde kaldığı için, sıra konuşmaya gelince kişi çekimser hale gelir. Bu sistemin tamamen başarısız olduğu söylemek doğru bir ifade olmaz. Ancak İngilizce konuşma açısından düşünüldüğünde başarı oranının çok düşük olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Siz de konuşacak düzeyde İngilizce bildiğinizi ancak konuşamadığınızıı veya konuşmakta zorlandığınızı düşünüyorsanız, devamında yer alan önerileri inceleyebilirsiniz.
Hata Yapmanın Doğal Olduğunu Hatırlayın
Hata yapmak hem günlük hayat içerisinde hem de bir yabancı dil konuşurken oldukça normaldir. Hatta sadece yabancı bir dil açısından değil kendi ana dilimiz açısından bile düşündüğümüzde hata yapmamız normaldir. Ve İngilizce konuşurken genel olarak yapılan hatalar göz önüne alındığında,. Aslında konuşmaya engel olacak kadar büyük olmadıklarını fark edebilirsiniz. İster ürk bir arkadaşınızla ister bir yabancıyla İngilizce konuşun, önemli olan söylemek istediğiniz şeyi doğruya yakın haliyle ifade edebilmektir. İş veya resmi görüşmeler dışında günlük hayatta kimse sizden hatasız bir konuşma beklemez. Dolayısıyla günlük ve samimi bir sohbet içerisindeyken, kuralları çok fazla göz ardı etmeden ancak konuşmanızı engel olacak kadar da çok düşünmeden aklınızdaki düşünceleri cümlelere dökebilirsiniz.Hata yapmanın doğal olduğunu kabul eder, kendinizi bu konuda ne kadar rahat
hissederseniz, o kadar rahat ve pratik bir şekilde konuşabilirsiniz.
Kelimelerin Cümle İçinde Kullanımlarını Örneklerle İnceleyin
İngilizce konuşmak için kelime bilgisinin tartışılmaz bir önemi vardır. Ancak kelime öğrenimini daha verimli yapan bir yöntem ise, bir kelimenin farklı kullanımlarını cümle içerisinde incelemektir. İngilizcede bir kelime bazen birden çok anlama gelebilmektedir. Ayrıca phrasal verb yani “deyimsel fiil” gibi yapıları da es geçmemek gerekir. Deyimsel fiiller bir fiil ve bir edatın birleşiminden ortaya çıkar. Ancak çoğu zaman fiil ana anlamından farklı şekilde bir ifadeye bürünür. Bu yüzden bir kelime öğrendiğinizde, o kelimenin kullanıldığı cümle örneklerini en azından birkaç defa görmelisiniz. Bu çalışmayı yapmak hem konuşmanız sırasında hem de karşınızdakini anlamanızda size yardımcı olacaktır. Kelime bilginizi de sürekli ve düzenli olarak arttırdğınızda daha akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilirsiniz.
Yüksek Sesli İngilizce Okumalar Yapın
Yabancı bir dil öğrenirken o dilde kitaplar okumanın çok büyük bir etkisi vardır. Kelime bilginiz geliştirmesi ve cümle yapısı ve dil kullanımına dair içerdikleri örnekler öğrenme sürecinizi olumlu yönde destekler. Peki kitap okumayı konuşma süreci için nasıl daha etkili hale getirebilirsiniz? Aslında bu sorunun cevabı oldukça basit. Kitap veya İngilizce herhangi bir metni yüksek sesle okuyarak hem telaffuz unuzu hem de konuşma becerilerinizi geliştirebilirsiniz. İngilizcenin genel kullanımına ve yapısına her bir cümle ile daha çok aşina olacaksınız. Okuduğunuz her cümleden sonra İngilizce konuşmaya ve anlamaya olan yatkınlığınız daha da artacaktır.
Olabildiğince Basit Cümleler Kurmaya Çalışın
Bu başlık hem sade konuşmayı hem de İngilizce düşünebilmeyi size tavsiye eder. Çünkü aslında İngilizce konuşurken yaşadığınız kafa karışıklığının en büyük nedeni Türkçe düşünmektir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz bazı maddelerde gördüğünüz üzere Türkçe ve İngilizce birbirinden birçok farklı noktada ayrılır. Tabii ki tamamen birbirine zıt veya hiç benzerlikleri olmayan diller değildir. Yine de aralarındaki temel farkların İngilizce kullanımına etkisi büyüktür.Diyelim ki aklınızda uzun ve nispeten bir cümle var. Bu cümleyi İngilizce hali ile ifade etmek sizin için zorlayıcı olabilir ve bu oldukça normaldir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda sakin kalmaya ve cümleyi en basit haliyle ifade etmeye çalışın. Önemli olan ana fikrin karşıya aktarılması ve karşınızdaki kişiyle anlaşabilmenizdir. Uzun ve karmaşık tek bir cümle kurmak yerine, daha kolay anlaşılır 2-3 cümle kurmak daha akıllıca olacaktır. İngilizce düşünme kabiliyetini geliştirmek için de çok miktarda maruz kalmanız gerekir.
Türkçe ve İngilizce Arasındaki Farklılıkları Öğrenin
İki dil arasındaki benzerlik ve farklılıkları hakim olmak, öğrenme sürecinde konuları, kavramları genel olarak her şeyi daha kolay anlamanıza yardımcı olacaktır. Farklılıllara gelecek olursak en başta Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil iken İngilizce yazıldığı gibi okunan bir dil değildir. Bu insanların belli bir süre alışmakta zorlandığı bir durumdur. Dolayısıyla İngilizce ve Türkçe arasındaki en temel fark telaffuz da yatar.
Türkçe ve İngilizce Arasındaki Diğer Temel Farklar
- Türkçede cümle öğelerinin sıralanışı özne nesne ve yüklem şeklinde olur. İngilizcede ise bu durum özne yüklem nesne şeklindedir.
- Türkçe sondan eklemeli bir dil iken İngilizce baştan eklemelidir. Örneğin “gelmek” kelimesini ele alalım. Türkçede “geliyorum” İngilizcede ise “I am coming” şeklinde ifade ederiz.
- Yukarıda göze çarpan bir başka nokta da özne kullanımıdır. Türkçe ifade için sadece “geliyorum” fiilini gizli özne ile kullandık. Ancak İngilizce ifade de “ı” yani ben öznesi açık bir şekilde yer aldı. İngilizcede cümlelerin büyük bir çoğunluğu öznesiz şekilde veya gizli özne ile kullanılmaz.
- Bahsedeceğimiz son farklılık ise eylem zamanları yani tense konusudur. İngilizcede 12 tane tense(zaman) vardır. İçin ise bu sayı 5’tir. Bu konuda daha detalı bilgi edinebileceğiniz İngilizcenin temel mantığı yazısına da göz gezdirebilirsiniz.
ÖZET
Akıcı İngilizce konuşmak için kaç kelime bilmek gerekir?
Yaklaşık 250-500 kelime bilmek temel düzeyde konuşmak için yeterli olabilir. Daha iyi, gelişmiş bir konuşma için de yaklaşık 1000-3000 kelime bilmelisiniz. İleri seviyede bir konuşma için yaklaşık 4000 ve 10.000 kelime bilmeniz gerekir.
Ne kadar sürede İngilizce konuşabilirim?
Bu sorunun cevabı sizin İngilizce bilginize göre değişebilir. Eğer hiç İngilizce bilmiyorsanız, bir yabancı dili temel düzeyde konuşmak için birkaç aylık kaliteli bir eğitim almanız gerekir. Akıcı ve sorunsuz bir şekilde konuşmak içinse 1 yıl gibi bir süre gerekebilir. Yoğun ve düzenli çalışma ile bu süreyi biraz daha kısaltmanız mümkündür.
Akıcı İngilizce konuşmak için ne yapmalısınız?
- Hata yapmaktan korkmayın
- Kelime bilginizi geliştirin
- Yüksek sesle İngilizce okumalar yapın
- Olabildiğince basit cümleler kurmaya çalışın
- Türkçe ve İngilizce arasındaki farklılıkları öğrenin
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren