Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Amerikalı rapçi, plak yapımcısı ve aktör Eminem (Marshall Bruce Mathers III) 17 Ekim 1972’de St. Joseph, Missouri’de doğdu. 14 yaşında sahneye çıkmaya başladı ve 1997 yılında Rap Olimpiyatları’nda 2. oldu. Çalkantılı bir çocukluk ve okul dönemi geçirdikten sonra ingilizceye olan ilgisini ve gençlik öfkesini harmanlayıp, hip-hop ve rap müziği ile kendini ifade etmenin harika bir yolunu buldu.
Eminem’in yedinci stüdyo albümü Recovery’de yer alan Rihanna ile düet yaptığı, 2010 tarihli Love the Way You Lie şarkısının ingilizce şarkı sözlerini ve Türkçe çevirisini bu içeriğimizde bulabilirsiniz.
Love The Way You Lie / Yalan Söyleyişini Seviyorum
İngilizcesi | Türkçesi |
Just stand there | Sadece orada dur |
And watch me burn | Ve yanışımı izle |
But that’s alright | Ama bu sorun değil |
Because I like | Çünkü seviyorum |
The way it hurts | Acıtışını |
Just gonna stand there | Sadece orada dur |
And hear me cry | Ve ağlamamı duy |
But that’s alright | Ama bu sorun değil |
Because I love | Çünkü seviyorum |
The way you lie | Yalan söyleyişini |
I love the way you lie | Yalan söyleyişini seviyorum |
I can’t tell you what it really is | Bunun gerçekte ne olduğunu anlatamam sana |
I can only tell you what it feels like | Sana sadece nasıl hissettirdiğini söyleyebilirim |
And right now there’s a steel knife | Ve şimdi orada çelik bir bıçak var |
In my windpipe | Nefes borumda |
I can’t breathe | Nefes alamıyorum |
But I still fight | Ama hala savaşıyorum |
While I can fight | Kavga edebiliyorken |
As long as the wrong feels right | Yanlış doğru hissettirdikçe |
It’s like I’m in flight | Sanki uçuyor gibiyim |
High of a love | Aşırı dozda aşktan |
Drunk from the hate | Nefretten sarhoş olmuşum |
It’s like I’m huffing paint | bu sanki resmime küsmüşüm gibi |
And I love it the more that I suffer | Ve bunu acı çektiğimden daha çok seviyorum |
I suffocate | Nefes alamıyorum |
And right before im about to drown | Tam boğulmak üzereyken |
She resuscitates me | O beni hayata döndürüyor |
She fucking hates me | Benden ölesiye nefret ediyor |
And I love it | Ve onu seviyorum |
Wait | Bekle |
Where you going | Nereye gidiyorsun |
I’m leaving you | Senden ayrılıyorum |
No you ain’t | Hayır yapamazsın |
Come back | Geri dön |
We’re running right back | Eskiye dönüyoruz |
Here we go again | Yine buradayız |
It’s so insane | Bu çok deli |
Cause when it’s going good | Çünkü ilişkimiz iyi gidiyorken |
It’s going great | Herşey mükemmel oluyor |
I’m Superman | Süpermen oluyorum |
With the wind in his back | Arkasında rüzgarla |
She’s Lois Lane | Ve o da Lois Lane |
But when it’s bad | Ama kötüyken |
It’s awful | Berbat |
I feel so ashamed | Çok utanıyorum |
I snap | Kırılıyorum |
Who’s that dude | O da kim dostum |
I don’t even know his name | Adını bile bilmiyorum onun |
I laid hands on her | Ellerimi ona uzattım |
I’ll never stoop so low again | Bir daha böyle alçalmayacağım |
I guess I don’t know my own strength | Sanırım kendi gücümü bilmiyorum |
Just stand there | Sadece orada dur |
And watch me burn | Ve yanışımı izle |
But that’s alright | Ama bu sorun değil |
Because I like | Çünkü seviyorum |
The way it hurts | Acıtışını |
Just stand there | Sadece orada dur |
And hear me cry | Ve ağlamamı duy |
But that’s alright | Ama bu sorun değil |
Because I love | Çünkü seviyorum |
The way you lie | Yalan söyleyişini |
I love the way you lie | Yalan söyleyişini seviyorum |
You ever love somebody so much | Birini böyle çok sevince |
You can barely breathe | Zar zor nefes alırsın |
When you’re with them | Onlarla beraberken |
You meet | Tanıştığında |
And neither one of them | Ve hiçbiri |
Even know what hit ’em | Kime laf attıklarını bilmezler |
Got that warm fuzzy feeling | Belirsiz heyecanlı bir duyguyla |
Yeah them chills | evet onlar titriyorlar |
Used to get ’em | Eskiden böyleydin |
Now you’re getting f***ing sick | ve şimdi ölesiye bıktın |
Of looking at ’em | Onlara bakınca |
You swore you’ve never hit ’em | Onlara hiç vurmayacağına yemin ettin |
Never do nothing to hurt ’em | Asla onları acıtacak hiçbir şey yapmamaya |
Now you’re in each other’s face | Şimdi yüzyüzesiniz |
Spewing venom | Kin kusuyorsunuz |
And these words | Ve bu sözler |
When you spit ’em | Onlara tükürdüğünde |
You push | Saldırıyorsun |
Pull each other’s hair | Birbirinizin saçını yoluyorsunuz |
Scratch, claw, bite ’em | Tırmala, pençele, ısır |
Throw ’em down | Meydan oku onlara |
Pin ’em | Ellerini kollarını bağla |
So lost in the moments | Anın içinde resmen kayboluyorsun |
When you’re in ’em | Onlar üzerinde iktidardayken |
It’s the rage that took over | Bu kazandığın hırstır |
It controls you | seni kontrol eder |
So they say it’s best | onlar en iyisi olduğunu söylerler |
To go your separate ways | ayrı yollara gitmenizin |
Guess that they don’t know ya | galiba onlar bilmiyolar |
Cause today | senin bugün ne bildiğini |
That was yesterday | o ”dün”dü |
Yesterday is over | dün bitti |
It’s a different day | bugün başka bir gün |
Sound like broken records | rekor kırmışsın gibi |
Playin’ over | yeniden oynuyorsun |
But you promised her | ama ona söz verdin |
Next time you’ll show restraint | bir dahaki sefere kendini tutacaksın |
You don’t get another chance | başka şansın yok |
Life is no Nintendo game | hayat bir Nintendo oyunu değil |
But you lied again | yine yalan söyledin işte |
Now you get to watch her leave | şimdi onun gidişini izlemek zorundasın |
Out the window | pencereden |
Guess that’s why they call it window pane | galiba buna bu yüzden pencere camı diyorlar |
Now I know we said things | şimdi, bir şeyler söyledik biliyorum |
Did things | bir şeyler yaptık |
That we didn’t mean | kastetmediğimz |
And we fall back | ve geri döndük |
Into the same patterns | aynı örneklere |
Same routine | aynı rutine |
But your temper’s just as bad | ama senin davranışın da kötü |
As mine is | benimki kadar |
You’re the same as me | benim gibisin |
But when it comes to love | ama konu sevmeye gelince |
You’re just as blinded | Kamaştırıyorsun işte |
Baby please come back | bebeğim lütfen geri dön |
It wasn’t you | o sen değildin |
Baby it was me | bendim bebeğim |
Maybe our relationship | belki de ilişkimiz |
Isn’t as crazy as it seems | göründüğü kadar karmaşık değildir |
Maybe that’s what happens | belki bu |
When a tornado meets a volcano | bir kasırganın volkanla buluştuğunda olan şeydir |
All I know is | bütün bildiğim |
I love you too much | seni çok sevdiğim |
To walk away though | çekip gitmek yerine |
Come inside | içeri gel |
Pick up your bags off the sidewalk | kaldırımda duran çantalarını kaldır |
Don’t you hear sincerity | durmuyor musun samimiyetimi sesimde |
In my voice when I talk | konuştuğum zaman |
Told you this is my fault | bunun benim suçum olduğunu söyledim |
Look me in the eyeball | gözlerimin içine bak |
Next time I’m pissed | bir dahaki sefere sarhoşum |
I’ll aim my fist | yumruğumu yönelteceğim |
At the dry wall | kuru duvara |
Next time | bir dahaki sefere |
There will be no next time | ”bir dahaki sefer” olmayacak |
I apologize | özür dilerim |
Even though I know it’s lies | yalan olduğunu bilmeme rağmen |
I’m tired of the games | oyunlardan bıktım |
I just want her back | onu geri istiyorum |
I know I’m a liar | yalancı olduğumu biliyorum |
If she ever tries to f***ing leave again | eğer yine kahrolasıca gitmeye kalkışırsa |
I’mma tie her to the bed | onu yatağa bağlayacağım |
And set the house on fire | ve evi ateşe vereceğim |
Okunuşu |
cast sitend der |
end vaç mi börn |
bat dets olrayt |
bikoz ay layk |
dı vey it hörts |
cast gona sitend der |
end hiır mi kıray |
bat dets olrayt |
bikoz ay lav |
dı vey yu lay |
ay lav dı vey yu lay |
ay kent tel yu vat it riıli iz |
ay ken onli tel yu vat is fiıls layk |
end rayt neov derz e sitiıl nayf |
in may vindpayp |
ay kent bıreth |
bat ay sitil fayt |
vayl ay ken fayt |
es long es dı rong fiıls rayt |
its layk e aym in fılayt |
hay of e lav |
dırank fırom dı heyt |
its layk aym hafin peynt |
end ay lav it dı mor det ay safır |
ay safıkeyt |
end rayt bifor aym ebaut tu dıravn |
şi risasıteyts mi |
şi fakin heyts mi |
end ay lav it |
veyt |
ver yu goin |
aym livin yu |
no yu eynt |
kam bek |
viar ranin rayt bek |
hiır vi go egen |
its so inseyn |
koz ven its goin gud |
its goin gıreyt |
aym süpırmen |
vit dı vind in his bek |
şis luis leyn |
bat ven its bed |
its avful |
ay fiıl so eşeymd |
ay sınep |
huğz det dud |
ay dont ivın nov hiz neym |
ay leyd hends on hör |
ayl nevır sutup so lov egen |
ay ges ay dont nov may ovn sitrent |
cast sitend der |
end vaç mi börn |
bat dets olrayt |
bikoz ay layk |
dı vey it hörts |
cast gona sitend der |
end hiır mi kıray |
bat dets olrayt |
bikoz ay lav |
dı vey yu lay |
ay lav dı vey yu lay |
yu evır lav sambadi so maç |
yu ken beyrli bıreth |
ven yuar vit dem |
yu mit |
end nidır van of dem |
ivın nov vat hit em |
gat det vorm fazi filin |
ye dem çils |
yuzd u get em |
neov yuar gedin fakin sik |
oh lukin et em |
yu soor yuv nevır hit em |
nevır du nating tu hört em |
neov yuar in iç adırs feys |
sipevin vinom |
end diz vörds |
ven yu sipit em |
yu puş |
pul iç adırs heir |
sıkreç kılav bayt em |
tırov em davn |
pin em |
so lost in dı momınts |
ven yuar in em |
its dı reyc det tuk ovır |
it kontrols yu |
so dey sey its best |
u go yor sepıreyt veys |
ges det dey dont nov ya |
koz tudey |
det vaz yestırdey |
yestırdey is ovır |
its e difrınt dey |
saund layk bırokın rekırds |
pileyin ovır |
bat yu pıromisd hör |
nekst taym yul şov restreynt |
yu dont get enadır çens |
layf iz no nintendo geym |
bat yu layd egen |
neov yu get tu vaç hör liv |
aut dı vindov |
ges dets vay dey kol it vindov peyn |
neov ay nov vi sed tings |
did tings |
det vi didınt min |
end vi fol bek |
intu dı seym petırns |
seym rutin |
bat yor tempırs cast ez bed |
ez mayn iz |
yuar dı seym ez mi |
bat ven it kams tu lav |
yuar cast ez bılayndıd |
beybi piliz kam bek |
it vazınt yu |
beybi it vaz mi |
meybi aur rileyşınşip |
izınt az kıreyzi ez it sims |
meybi dets vat hepıns |
ven e torneydo mits e volkeyno |
ol ay nov iz |
ay lav yu tu maç |
tu volk evey doğh |
kam insayd |
pik ap yor begs of dı saydvolk |
dont yu hiır sinsriti |
in may voys ven ay tolk |
told yu dis iz may folt |
luk mi in dı aybol |
nekst taym aym pisd |
ayl eym may fist |
et dı dıray vol |
nekst taym |
der vil bi no nekst taym |
ay epolıcayz |
ivın doğh ay nov its lays |
aym tayrd of dı geyms |
ay cast vant hör bek |
ay nov aym e layır |
if şi evır tırays tu fakin liv egen |
aymma tay tu dı bed |
end set dı haus on fayır |
Eminem Kimdir?
Amerikalı rapçi, plak yapımcısı ve aktör Eminem (Marshall Bruce Mathers III) 17 Ekim 1972’de St. Joseph, Missouri’de doğdu. 14 yaşında sahneye çıkmaya başladı ve 1997 yılında Rap Olimpiyatları’nda 2. oldu. Çalkantılı bir çocukluk ve okul dönemi geçirdikten sonra ingilizceye olan ilgisini ve gençlik öfkesini harmanlayıp, hip-hop ve rap müziği ile kendini ifade etmenin harika bir yolunu buldu.
2010 yılına geldiğimizde Eminem yedinci stüdyo albümü olan Recovery’yi çıkarttı. Albüm ABD’de Eminem’in çıkarttığı arka arkaya 6. kez 1 numaraya yerleşen albüm oldu ve uluslar arası piyasada da başarılı olarak birçok ülkede listelerde 1 numaraya oturdu. ABD’de Billboard 200 listelerinde 5 hafta boyunca 1 numarada kaldı. Şarkı yayınlandığı ilk haftada 338.000 kez indirildi ve Youtube’da 24 saatte en çok izlenen video rekorunu kırdı. Eminem bu şarkısıyla dördüncü kez listelerde 1 numara oldu, Rihanna ise kariyerinde yedinci kez bu başarıyı yaşamış oldu. İkili bu düetle Europe, Mtv, Grammy gibi çok sayıda ödül kazandı.
Çevirdiği “8 Mil” filminde kendi hayatını oynayan Eminem, bu film için yapılan ‘Lose Yourself’ şarkısıyla, 75. Akademi Ödüllerinde ‘En İyi Şarkı’ Oscarı’nın da sahibi oldu.
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren