Hayvanlarla İlgili İngilizce Deyimler


Türkiye’nin en iyi online İngilizce eğitim sistemi olan Konuşarak Öğren’den ücretsiz konuşma dersi almak için tıklayın !

Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin

Ana dilimizde de olduğu İngilizcede de hayvanlar hakkında birçok deyim bulunmaktadır. Hayvanların çeşitli özellikleri kimi zaman bizlerin kimi zaman ise bulunduğumuz ortam ve durumun özellikleri ile benzerlik gösterdiği için günlük hayatımızda sık sık hayvanlar ile ilgili ifadeleri kullanırız. İngilizce olarak hayvanları öğrenmek isterseniz bloğumuzda yer alan İngilizce Hayvanlar isimli içeriğimize bakabilirsiniz. Bu yazımızda ise hayvanlarla ilgili İngilizce deyimler konusunu ele aldık, keyifli okumalar dileriz.

Chicken out: Korkmak veya korku sebebi ile bir şeyi yapmaktan vazgeçmek. Bu deyim Türkçede “korkak tavuk” şeklinde karşımıza çıkabilmektedir.

I was going to go to İstanbul but I chickened out when I saw the plane.

“İstanbul’a gidecektim fakat uçağı görünce korktum.” (Eylem korku sebebiyle gerçekleştirilmemiş)

Kill Two Birds with One Stone: Bir taşla iki kuş vurmak. Bu deyim ana dilimizde de aynen mevcut, anlamı ise iki şeyi bir şey yaparak başarabilmek, yapabilmek.

If you meet me at the bus stop when you drop your kids, you will kill two birds with one stone.

“Eğer çocukları bırakırken benimle otobüs durağında buluşursan, bir taşla iki kuş vurmuş olacaksın.” (Hem çocukları bırakmış hem de arkadaşı ile oradan buluşmuş olacak)

Rat Race: Bir ortamda yarış, çekişme veya güç gösterisi durumlarının olması. Türkçede “at yarışı” ve “sidik yarıştırma” gibi karşılıkları kullanılıyor.

She needs to leave that rat race and go back to her family.

“Onun bu sidik yarışını bırakıp ailesinin yanına dönmesi gerek.”

Raining Cats and Dogs: Çok yağmur yağdığında kullanılan bir deyim. Türkçede “bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor” deyimini kullanıyoruz.

It is raining cats and dogs and I forgot my jacket at home.

“Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor ve ceketimi evde unuttum.”

A Little Bird Told Me: Bir başkasından bir sır öğrenince söylenilen deyim, Türkçede “kuşlar söyledi” diye kullanmaktayız.

A little bird told me that Xavier had a kid with Julie.

“Kuşlar bana Xavier’in Julie ile bebeği olduğunu söyledi.”

Holy Cow! Çok şaşırılan bir şey olduğunda kullanılır. Türkçede “Vay anasını!” olarak kullanırız.

Holy cow! I did not know that you were engaged with Alex!

“Vay anasını! Alex ile nişanladığını bilmiyordum!”

Something Fishy: İçerisinde çok fazla şüphe bulunduran durumlar için kullanılır. Türkçede “bityeniği” kelimesini ve “burnuna kötü kokular gelmek” deyimini kullanırız.

Something fishy is going on in that house.

O evde bir bityeniği dönüyor.

Let the Cat out of the Bag: Bir sırrı söylemek. Türkçede “çıkar ağzından baklayı” deyimini kullanırız.

Let the cat out of the bag already! I want to know about your secret love!

“Çıkar artık ağzından şu baklayı! Gizli aşkını öğrenmek istiyorum!”

Cat has got one’s tongue: Konuşmayan kimseler için kullanılır. Türkçe karşılığı “dilini yutmak”.

Has the cat got your tongue Vaelin? Why are you so quiet?

“Dilini mi yuttun Vaelin? Niye çok sessizsin?” 

The Black Sheep of the Family: Utanç duyulan kimseler için kullanılır, Türkçede “ailenin yüz karası, yüz karası” kelimeleri ile ifade ederiz bu deyimi.

I feel so sad for Ceren, everyone thinks that she is the black sheep of the family.

Ceren için çok üzülüyorum, herkes onun ailenin yüz karası olduğunu düşünüyor.”

Busy as a Bee: Çalışkan kişiler için kullanabilirsiniz. Türkçede biz de arı ve karıncayı çok çalıştığını düşündüğümüz kimseler için söyleriz: “Arı gibi çalışkan- karınca gibi çalışıyor”.

Gülcan is busy as a bee; she did not even see me coming.

Gülcan arı gibi çalışıyor, geldiğimi görmedi bile.”

Hold Your Horses: Sabırlı ol anlamına gelen bir deyim. “Kendini dizginle” olarak kullanıyoruz.

Hey, hold your horses! There is a line over there.

Hey, sabırlı ol biraz. Şurada sıra var.”

Have Ants in One’s Pants: Gerginlik ve heyecan yüzünden sabit duramama, huzursuz olma durumunda kullanılır. Türkçede bu gibi durumlar için “içi içine sığmamak” deyimini kullanıyoruz.

Young people seem so excited to meet you, they must have ants in their pants.

Genç insanlar seninle tanışacakları için çok mutlu görünüyorlar muhtemelen içleri içlerine sığmıyordur.”

Cat Nap: Kısa süre uyulan uykular için kullanılır. Türkçede “şekerleme, kestirme” kelimelerini kullanıyoruz.

Jane said she is going to have a cat nap while I was leaving the house.

Jane ben evden ayrılırken şekerleme yapacağını söyledi.”

Pig Out: Bir şeyi aşırı çok yedim demek için kullanılır. Türkçede “domuz gibi yemek, tıka basa yemek” gibi deyimleri kullanıyoruz.

He pigged out on the baklava so he will not eat anything else today.

“Tıka basa baklava yedi bu yüzden bugün daha fazla bir şey yemez.”

Crocodile Tears: Sahte gözyaşları akıtılan durumlar için kullanılır ve Türkçede de aynen “timsah gözyaşları” olarak geçer bu deyim.

Can always cries crocodile tears, do not forgive him.

Can hep timsah gözyaşları döküyor, onu affetme.”

Bark Up The Wrong Tree: Yanlış kimseleri haksız yere suçlamak veya yanlış yerlerde bakınmak anlamlarında kullanılır. Türkçede “yanlış kayaya çarpmak” deyimini kullanırız.

Kıvanç asked me if I took his phone and I told him that he was barking up the wrong tree.

Kıvanç benim onun telefonunu alıp almadığımı sordu ve ben de ona yanlış kayaya çarptığını söyledim.”

A Whale of a Time: Heyecanlı ve eğlenceli bir tecrübe edildiğinde kullanılır. Türkçede “doyasıya eğlendim” deyimini düşünebilirsiniz.

I had a whale of a time at that art museum.

O sanat müzesinde doyasıya eğlendim.”

Copy Cat: Birileri başka birini taklit ettiğinde kullanılır. “Taklit etmek” gibi bir Türkçe karşılığa sahip.

Eren is such a copycat, I cannot believe that he also bought an Ipod yesterday!

“Eren ne kadar da taklitçi, dün onun da bir Ipod aldığına inanamıyorum!”

Elephant in the Room: Çok bariz ama değinilmemiş konu ve sorunlar olduğunda kullanılır.

Let’s talk about the elephant in the room, whose baby is that?

“Hadi şu çok bariz ama kimsenin sözünü etmediği konu hakkında konuşalım, bu kimin bebeği?”

Early Bird: Erken kalkan kimseler için söylenir, Türkçede de aynen bu deyimi kullanırız: “erkenci kuş” veya “sabah kuşu“.

Sid is running every morning; he is such an early bird.

“Sid her sabah koşuyor, o tam bir sabah kuşu.”

Hayvanlarla İlgili İngilizce Deyimler Konusu ile Sık Sorulan Sorular

Hayvanları içeren İngilizce deyimler de Türkçedeki gibi benzerliklere sahip mi?

Evet, bazı deyimlerimiz oldukça benzer. Çoğu hayvanın özelliklerini dünya çapında aynı görmemizden kaynaklanan ortak deyim ve ifadeler mevcut. Örneğin; arı hayvanının çalışkanlığı ile bilinmesi hem İngilizce dilinde hem de Türkçede aynı şekilde kullanılmış.

Neden bazı İngilizce deyimlerin tam karşılığını kullanmıyoruz?

Çünkü çevirileri aynen yapmak kültürel ve anlamsal anlamda bir karmaşaya yol açabiliyor. Aynı anlama gelen ve bizim dilimize, kültürümüze ve anlayabileceğimiz şekilde olan karşılıkları ile bilindiklerinde bir sorun çıkmayacaktır.

Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren

Adınızı soyadınızı giriniz!

Geçerli bir e-posta adresi giriniz!

Geçerli bir cep telefonu numarası giriniz!

Şifreniz en az 4 karakter olmalıdır!

Bilgileri eksiksiz doldurunuz!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Son Yazılar

İngilizcenizi Geliştirin

Türkiye'nin %100 başarı garantili tek online İngilizce kursunu ücretsiz deneyin.

Adınızı soyadınızı giriniz!

Geçerli bir e-posta adresi giriniz!

Geçerli bir cep telefonu numarası giriniz!

Şifreniz en az 4 karakter olmalıdır!

Bilgileri eksiksiz doldurunuz!

Bilgi Mesajı