Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
İngilizce Fotoğraf Çekme Konuşmaları
İçinde bulunduğumuz anları ölümsüzleştirme biçimi olarak tanımlayabileceğimiz fotoğraflar hayatımızın her alanında. Turistik bir gezide fotoğrafınızı çektirmek isterseniz bunu nasıl ifade edebileceğinizi biliyor musunuz? Bu yazıda fotoğraf çekerken ya da çektirirken girebileceğiniz İngilizce diyalogları işledik. Yazının sonunda bilmeniz gereken fotoğraf terimlerini inceleyebilirsiniz.
Dialogue 1 (Diyalog 1)
Ricky Excuse me. Could you please take a picture of us with this camera? (Afedersiniz. Bu kamera ile bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz lütfen?)
Lenard Sure. Which button do I press to shoot? (Tabii. Çekmek için hangi tuşa basmalıyım?)
Ricky This one. (Bu tuşa.)
Lenard Okay. It is done! (Tamam, işte oldu!)
Ricky Thank you so much! (Çok teşekkürler.)
Dialogue 2 (Diyalog 2)
Ezgi Hi, my name is Ezgi. What is your name? (Merhaba, benim adım Ezgi. Senin adın ne?)
Alvino Hello I’m Alvino. Nice to meet you. (Merhaba, ben Alvino. Tanıştığıma memnun oldum.)
Ezgi Me too. I’m from İstanbul. Where are you from? (Ben de. Ben İstanbulluyum. Sen nerelisin?)
Alvino I’m from Madrid, but I live in Germany. (Madridliyim, fakat Almanya’da yaşıyorum.)
Ezgi Why are you here? Do you study or work? (Neden buradasın? Okuyor ya da çalışıyor musun?
Alvino I work in a company as an engineer. (Bir şirkette mühendis olarak çalışıyorum.)
Ezgi That’s really good. Would you like to take a photo with me to remember me maybe?
(Çok güzel. Beni daha sonra hatırlamak için benimle bir fotoğraf çektirmek ister misin?)
Alvino Oh really. That would be good. I don’t want to forget this pretty face!
(Gerçekten mi! Çok iyi olur. Bu güzel suratı unutmak istemem!)
Dialogue 3 (Diyalog 3)
Hilmi Hey! I would like to have my photo taken please. (Hey! Vesikalık fotoğraf çektirmek istiyorum lütfen.)
Itır Hi! Of course. Where will you use it? (Merhaba, tabii. Nerede kullanacaksınız?)
Hilmi I will use it for my visa application. (Vize başvurum için kullanacağım.)
Itır Okay then. We should take a biometric photo of you for that application! (Tamam o halde. Bahsettiğiniz başvuru için biyometrik bir fotoğrafınızı çekmemiz gerekiyor.)
Hilmi Cool. Let’s do it! (Harika. Haydi çekelim!)
Dialogue 4 (Diyalog 4)
Rıza Good morning. Could you please take our photo in front of this beautiful view? (Günaydın. Bu güzel manzara önünde bizim bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz?)
Leyla Sure. Do I have to focus it? (Tabii. Odak yapmam gerekiyor mu?)
Rıza No this is a focus free camera. All you have to do is point and press the button. (Hayır bu odak yapmayı gerektirmeyen bir kamera. Yapmanız gereken tek şey tuşa basmak.)
Leyla Yeah. Please smile and say cheese for me! (Tamam. Lütfen gülümseyin ve benim için peynir deyin.)
Rıza Cheeeese ! Thank you so much for your kindness. ( Peyniiir! Nezaketiniz için çok teşekkürler.)
Dialogue 5 (Diyalog 5)
Customer (Müşteri) Hi. I would like to get my camera fixed please. (Merhaba. Kameramı tamir ettirmek istiyorum lütfen.)
Perihan Welcome. Yeah, sure. What seems to be the problem?
Customer (Müşteri) I do not know the exact problem actually. But this camera does not work. Can you fix it? (Tam olarak problem nedir bilmiyorum. Fakat bu kamera çalışmıyor. Tamir edebilir misiniz?)
Perihan Let me see it. Is it okay if I fix it after the weekend? Because I have so much to do on the following days. (Göz atmama izin verin. Hafta sonundan sonra tamir etmem sizin için uygun mudur? Çünkü önümüzdeki günlerde çok fazla işim var.)
Customer (Müşteri) No problem. Thank you for your interest so far. (Problem değil. Şimdiye kadarki ilginiz için teşekkür ederim.)
Dialogue 6 (Diyalog 6)
Aylin Let me take a selfie with you. (Seninle bir özçekim yapayım.)
Erdi Sure. Should I come closer or is it okay if I stay here? (Tabii. Daha yakına gelmeli miyim yoksa burada dursam da olur mu?)
Aylin Come closer please, I can not see you in the frame. (Daha yakına gel lütfen. Seni fotoğraf karesinde göremiyorum.)
Erdi So, will you change the photo later by using an app like Photoshop? I will strike a pose accordingly haha! (Peki bu fotoğrafı Photoshop gibi bir aplikasyon kullanarak değiştirecek misin? Ona göre bir poz vereceğim, haha!)
Aylin Of course I will change it! Don’t you see how fat I look haha! (Tabii ki değiştireceğim. Ne kadar kilolu gözüktüğümü görmüyor musun haha!)
Erdi Okay then. Let’s say cheese after I countdown from three! Ready? (Tamam o halde. Haydi ben üçten geriye saydıktan sonra ‘cheese’ / ‘peynir’ diyelim. Hazır mısın?)
Aylin Yaay! Let’s do it! (Yaşasın. Haydi yapalım.)
Erdi Three… Two… One… (Üç…İki…Bir…)
Both Cheese! (Peynir!)
İngilizce Fotoğraf İle İlgili Bilmeniz Gereken Terimler
- Selfie: Özçekim
- Lens: Objektif
- Focus: Odak
- Macro: Yakın Çekim
- Zoom: Yakınlaşma
- Shutter: Objektif Kapağı
- Tripod: Üçayak
- View: Görünüm
- Flash: Işık
- Background: Arka Plân
- Foreground: Ön Plan
- Contrast: Kontrast
- Crop: Kırpmak
- Perspective: Perspektif
- Capture: Yakalamak (Görüntü)
- Digital: Dijital
- Film: Film
- Tone: Ton
- Pixel: Dijital Renk Noktası
- Landscape View: Manzara Görünümü
- Portrait View: Portre Görünümü
- Scale: Boyutlandırma
- Hue: Renk Tonu
- Saturation: Canlılık (Renk)
- Negative: Negatif
- Opaque: Işık Geçirmez
- Gradient: Renk Tonu Değişimi
- Dpi: Inç Başına Renk Noktası
- Resolution: Çözünürlük
- Alignment: Hizalama
- Template: Şablon
- Canvas: Tuval
- Gray Scale: Gri Tonlamalı
- Glossy: Parlak
- Matte: Mat
- Fade: Soldurmak
- Frame: Çerçeve
- Highlight: Aydınlatmak
- Daylight: Gün Işığı
- Shot: Fotoğraf Çekme
- Panorama: Geniş Görünüm
- Rotate: Döndürmek
- Transparency: Şeffaflık
- Visual: Görsel
- Palette: Palet
- Magnification: Büyütme
- Illustrate: Resimleme / Betimleme
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren