Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Dolaylı dolaysız yani İngilizce indirect direct cümleler İngilizce öğrenirken başlı başına irdelenen bir konudur. Kısaca direkt cümleler başkalarının söylediğini olduğu gibi naklettiğimiz cümlelerdir. Yani cümle hiçbir değişikliğe uğramaz. Endirekt cümlelerde ise cümle değişir.
İngilizce dolaylı dolaysız cümleler
Direkt (Dolaysız, doğrudan): Ali bana: “Yarın sinemaya gideceğim” dedi.
Endirekt (Dolaylı): Ali bana yarın sinemaya gideceğini söyledi.
Türkçede dolaylı dolaysız cümleler bu şekilde ifade ediliyor. Şimdi İngilizcede dolaylı dolaysız yani indirect ve direct cümleler nasıl kuruluyor örneklerle açıklayalım.
Direct (Doğrudan-dolaysız) Cümleler
Direkt cümleler söylendiği şekliyle aktarılır. Sözü söyleyen kişinin söylediklerinin aynen yazıldığı bölümü yan cümle yani subordinate clause olarak tanımlanırken cümlenin tamamı ise ana cümle olarak tanımlanmaktadır. İngilizce direct cümlelerde yan cümle cümlenin sonundadır.
My mother told me: “I will go to the doctor tomarrow”
Annem bana: “Yarın doktora gideceğim” dedi.
My teacher asked me: “You did your homework ?”
Öğretmenim bana: “Ödevini yaptın mı” diye sordu.
Canan says: “I like to swim”
Canan “yüzmeyi severim” der.
His father asked me: “Where is Mehmet?”
Onun babası bana: “Mehmet nerede” dedi.
Indirect (Dolaylı) Cümleler
Cümlenin anlamını değiştirmeden kişinin duyduğunu kendi cümleleri ile aktarma şeklidir.
My mother told me she will go to the doctor tomarrow.
Annem bana yarın doktora gideceğini söyledi.
Canan says that she likes to swim.
Canan yüzmeyi sevdiğini söyler.
His father asked me that where was Mehmet?
Onun babası bana Mehmet’in nerede olduğunu sordu.
Direkt cümle endirekt cümleye nasıl çevrilir?
Direkt cümlenin endirekt cümleye çevrilmesinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta zamanlardır.
Direkt cümlede zaman Endirekt cümlede zaman
Simple present tense Simple past tense
Present continuous tense Past continuous tense
Future tense Conditional
Present perfect tense Past perfect tense
Simple past tense Past perfect tense
He said: I like ice-cream (O “dondurmayı severim” dedi)
He said that he liked ice-cream (O dondurmayı sevdiğini söyledi.
Cansu said: I will go to the cinema (Canan “sinemaya gideceğim” dedi)
Cansu said that she would go to the cinema (Cansu sinemaya gideceğini söyledi)
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren