Türkiye’nin En İyi Online İngilizce Eğitim Sistemi Konuşarak Öğren’den Ücretsiz Konuşma Dersi Almak İçin Tıklayın !
İngilizcede Karşılaştırmalar: Konu Anlatımı ve Örnekler

İngilizcede sıfat ve zarflar birbiri ile karşılaştırılırken Comparative ve superlative yapıları kullanılmaktadır.
Comperative: Daha
Superlative: En iyi anlamındadır
İngilizcede Karşılaştırmalar konu anlatımı
Sıfatlarda karşılaştırmalar
Tek heceli düzenli sıfatlarda daha demek için sıfatın sonuna direk –er, en demek içinse -est takısı eklenir.
Cheep: Ucuz Cheaper: Daha ucuz The cheapest: En ucuz
Tall: Uzun Taller: Daha uzun The tallest: En uzun
Short: Kısa Shorter: Daha kısa The shortest: En kısa
İki ve daha çok heceli sıfatlarda daha demek için sıfatın önüne more, en demek içinse the most takısı eklenir.
Expensive: Pahalı More expensive: Daha pahalı The most expensive: En pahalı
Comfortable: Konforlu More comfortable: Daha konforlu The most comfortable: En konforlu
Unbelievable: İnanılmaz More unbelievable: Daha inanılmaz The most unbelievable: En inanılmaz
Düzensiz sıfatlarla karşılaştırma yapılırken daha ve en anlamı verilirken kelime tamamen değişebilir.
Good: İyi Better: Daha iyi The best: En iyi
Bad: Kötü Worse: Kötü The wost: En kötü
Little: Az Less: Daha az The least: En az
Much:Çok More: Fazla The most: En fazla
Örnek cümleler
This bag is cheap: Bu çanta ucuz
This bag is cheaper than yours: Bu çanta seninkinden daha ucuz
This bag is the cheapest in shoop: Bu dükkândaki en ucuz çantadır
This computer is more exspensive than yours: Bu bilgisayar seninkinden daha pahalı
You are the most intelligent engineer in our company: Sen bizim şirketteki en zeki mühendissin
My mother is the oldest woman in the neighborood: Annem mahalledeki en yaşlı kadındır
My bag is heavier than your bag: Benim bavlum seninkinden daha ağırdır
My car is faster than your car: Benim arabam senin arabandan daha ağırdır
İstanbul is the biggest than Ankara: İstanbul Ankara’dan daha büyüktür
My child gets up the earliset in our house: Bizim evde en erkekn çocuğum kalkar
You speaks English better than me: Sen benden daha iyi İngilizce konuşursun