Türkiye’nin En İyi Online İngilizce Eğitim Sistemi Konuşarak Öğren’den Ücretsiz Konuşma Dersi Almak İçin Tıklayın !
Permission / İzin Alma İzin Verme

Türkçedeki karşılığı –ebilir miyim, -abilir miyim, -ebilirsin, -abilirsin şeklinde olan izin alma ve izin verme cümleleri İngilizcede may, can, could ve allow kelimeleri ile kurulur ve soru cümleleridir. İzin vermede may ve can kelimeleri kullanılır. Can kullanımında izin verme yetkisi kişidedir. İngilizcede izin alma, izin isteme anlamına gelen permissions konusu hakkında tüm detayları ile alt başlıkların açıklamaları, bunun yanı sıra örnek cümleleri aşağıda bulabilirsiniz.
Permission / İzin Alma İzin Verme Kalıpları
Kitabını alabilir miyim?
Pencereyi açabilir miyim şeklindeki izin alma ve
Kapıyı açabilirsin.
Buraya oturabilirsin şeklindeki izin verme cümlelerinin nasıl kurulduğunu ve kelimelerin nasıl kullanıldığını örneklerle açıklayalım.
Can kullanımı
Can I try your dress? : Elbiseni deneyebilir miyim?
Can we study your room? : Odanda çalışabilir miyiz?
Can I drive your bicycle? : Bisikletini sürebilir miyim?
You can come to my house: Evime gelebilirsin.
Thet can play football in my garden: Bahçemde top oynayabilirler.
May kullanımı
May I borrow your eraser? : Silgini ödünç alabilir miyim?
You may try it: Onu deneyebilirsin.
May I go to the cinema with you? : Seninle sinemaya gidebilir miyim?
You may cry: Ağlayabilirsin.
You may sleep here: Burada uyuyabilirsin.
Could kullanımı
Could can in geçmiş zaman halidir.
Could I drive your car? : Arabanı kullanabilir miyim?
You coult to come there with me: Benimle oraya gelebilirsin.
You could wash the car: Arabayı yıkayabilirsin.
He could feed bird in my house: Evimde kuş besleyebilirsin.
Allow kullanımı
Allow müsaade etmek demektir.
I allowed to my friend to drive my car: Arkadaşıma arabamı kullanmasına müsaade ettim.
She allowed me to use her bag: Çantasını kullanmama müsaade etti.
My firend allowed me to rest his house: Arkadaşım evinde kalmama müsaade etti.
My father allowed me to go to holiday with my friend: Babam arkadaşımla tatile gitmeme müsaade etti.
My mother allowed me to watch TV at night: Annem gece TV izlememe müsaade etti.