Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Büyük ve gösterişli iş alanları olarak bilinen plazalarda, ağırlıklı olarak beyaz yakalı olarak bilinen üniversite mezunu, eğitimli bireyler çalışmaktadır. Genellikle büyük ölçekli firmaların genel müdürlük alanları olarak bilinen plazalarda, yüzlerce insan aynı anda çalışabilmektedir. Örneğin bir şirketi düşündüğünüzde; şirket sahibi, genel müdür, orta düzeyde yöneticiler, elemanlar ve hatta stajyerler bile plaza çalışanı olarak nitelendirilmektedir.
Bu plazalarda, İngilizce ile içli dışlı olmaktan mıdır bilinmemekle birlikte, Türkçe ve İngilizce kelimelerin harmanlanarak konuşulduğu bir dil kullanılabilmektedir. Bu dil plaza dili olarak adlandırılmaktadır. Eğer İngilizce bilmiyor ve bu tarz firmalarda çalışıyorsanız ilk etapta işiniz biraz zor olacak çünkü toplantıya dahi ‘’meeting’’ denildiği bir ortamda sadece Türkçe bilmeniz pek de işe yaramayacaktır. Ancak bizler sizin için mini bir plaza sözlüğü hazırladık. Kelimelerin bu şekilde kullanılmasını onaylamıyor olsak da, bu sözlüğün iş hayatında size çok fayda sağlayacağına eminiz.
Plaza İngilizcesi Sözlüğü
A
- Aksiyon almak: Harekete geçmek
Yeni proje ile ilgili bir aksiyon alındı mı öğrenebilir miyim?
- Assign etmek: Bir iş için birini görevlendirmek
Projeyi Ahmet Bey’e assign edelim lütfen.
- Attach etmek: E-postaya bir belge ya da dokümanı eklemek
Sunum dosyasını size attach etmiştim, incelediniz mi acaba?
B
- Best practice: Konu ile ilgili en iyi örnek.
Kampanyanın best practicelerini gün içerisinde paylaşacağım.
- Brain storming: Beyin fırtınası
Hafta içine bir brain storming şart oldu.
- Brief: Bir proje veya iş ile ilgili detaylı bilgi vermek
Projenin briefini marketing ile paylaştık mı?
C
- CClemek: Bir kişiyi e-postada bilgiye eklemek.
Sunum dosyalarını paylaşırken Özlem Hanımı da ccler misiniz?
- Charge etmek: Masrafı tahsil etmek.
Ekstra masrafları müşteriye charge etmeliyiz.
- Clarify etmek: Açıklamak.
Konuyu clarify etmek gerekirse…
- Clear: Anlaşılır, açık.
Konu clear mı arkadaşlar?
- Collegue: İş arkadaşları
- Concern: Endişe
Konu hakkındaki concernlerimi Vedat bey ile paylaştım.
- Confidential: Gizli.
Bu proje confidential arkadaşlar.
- Confirm etmek: Onaylamak.
Rapor eline geçtiğinde confirm edebilir misin?
- Cross Check : Kontrol etmek, üzerinden geçmek.
Toplantı başlamadan önce bir cross check yapalım.
D
- Deadline: Bir iş ya da görevin teslim zamanı.
Deadline yaklaşıyor elimizi çabuk tutmamız lazım.
- Down olmak: Morali bozulmak, motivasyonu düşmek.
Bu ayki harcamalarımı gördükten sonra down olmuş durumdayım.
E
- Excuse: Özür.
Bu konuda hiç excuse kabul etmiyorum.
F
- Farewell: Veda
Cuma akşamına plan yapmayın. Merve’nin farewell yemeği var.
- Feedback: Geri bildirim.
Sunduğumuz proje ile ilgili henüz bir feedback almadık.
- Focuslanmak: Odaklanmak.
Bu hafta sadece bu projeye focuslanalım lütfen.
- Forwardlamak: Gelen e-posta iletisini farklı bir kişiye yönlendirmek/iletmek.
Kasım ayı harcamalar listesini muhasebe birimine forwardladınız mı?
- Fyi(For your information): Bilgine/bilginize.
Ekteki belgeyi sana forward ediyorum. Fyi.
I
- Ignore etmek: Görmezden duymazdan gelmek.
Ahmet Bey tüm gün beni ignore etti.
K
- Kick off meeting: Herhangi bir proje için ilk başlangıç toplantısı.
Reklam fikrini oluşturmadan önce bir kick off meeting yapalım.
- Know how: Bir konu veya iş ile ilgili bilgi birikimi
Proje başarısız oldu ama çok iyi bir know how kazanmış olduk.
- Konsolide etmek: İşleri toparlamak
Tüm raporları konsolide edeceğim.
L
- Lead etmek: Liderlik etmek, konu/proje ile ilgili sorumlu olmak.
Yeni kampanyamıza Emre Bey lead ediyor.
M
- Meeting: Toplantı
Bu hafta 5 adet meetingim var.
- Mobbing: İş hayatında sizi zorlayan baskı, yıldırıcı davranışlar.
Ofiste bana uyguladıkları mobbing dayanılmaz hale geldi.
- Must: Zorunluluk
Deadline’ı yetiştirmek bizim için kesinlikle must.
N
- Nice-to-Have: Olsa güzel olur.
O
- Off day: Boş gün, tatil günü.
Yarın off-day olması gerçekten harika oldu.
- Off the record: kayıtdışı
Sana anlattığım bilgiler off the record unutma sakın.
- Out of Office: Ofis dışında.
Haftaya meeting set etmek için mail attım. Out of Office maili geldi.
- Overload: Aşırı iş yükü
Bütün işler üst üste geldi. Overload oldum!
P
- Print almak: Belgenin yazıcıdan çıktısını almak.
Toplantıdan önce raporu print alıp inceleyelim lütfen.
- Push etmek: Süreci hızlandırmak için baskı yapmak.
Deadline’a çok az kaldı. Sunum ekibini push edelim.
Q
- Qualification: Yetenek, yetkinlik.
İşe qualificationı daha yüksek insanlar almalıyız.
R
- Road map: Yol haritası
Yarın ilk iş olarak proje road mapimizi çıkaralım.
S
- Sales meeting: Satış toplantısı
Gelecek yıl hedeflerini sales meeting de görüşeceğiz.
- Schedule Etmek: Zamanlamak, programlamak
Bir sonraki günün meetingini şimdiden schedule edelim.
- Set etmek: Ayarlamak, organize etmek
Sales meetingi bu haftaya set edelim.
- Start vermek: Başlamak.
Projeye en geç haftaya start vermemiz lazım.
T
- Team: Takım, çalışma arkadaşları
Team motivasyonu için birbirine güvenebilecek çalışanların olması must.
- Third party: Taşeron firma.
Projenin uygulama ayağını third partye yaptırırız.
- Timeline: Zamanlama.
Timeline bizim için çok önemli.
- Training: Eğitim
Bu hafta pazarlama traininginde olacağım.
- To do list: Yapılacaklar listesi
Yeni satış rakamlarına göre raporları güncellemen gerektiğini to do listine yazmayı unutma.
U
- Update etmek: Yeni verilerle güncellemek.
Projelerdeki gelişmelerden birbirimizi update edelim.
W
- Wrap up meeting: Projenin, işin son kapanış toplantısı.
Wrap up meetingden sonra projeyi uygulamaya başlıyoruz.
Bu yazı da ilginizi çekebilir:
Yabancı Dil Öğrenmenin Hayatı Değiştiren 8 Faydası
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren