Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Get ne demek?. Yalnızca 3 harften oluşan, yazması da okuması da kolay olan minik bir fiil. Belki her fiilde olduğu gibi onda da bir geçmiş zaman çekimi, “s” takısını nasıl koysak soruları sorulacaktır. Ama bunların dışında oldukça kolay görünüyor, değil mi? Üzgünüm, değil malesef.
Fiilimiz yalnızca 3 harften oluşsa ve çok basit görünse de aslında hiç aklınıza gelmeyecek kadar karmaşık, çünkü bir sürü farklı kullanımı var ve hepsinde ayrı ayrı anlamlara geliyor.
Bu kadar fazla farklı kullanımı tek seferde öğrenmesi de kolay değil. Sözlükler “get: almak” yazıp konuyu geçiştirdiğinden konu hakkında yeterli bilgi bulmak da zor. İşte bu yüzden “get” fiilinin tüm farklı kullanımlarını tek bir yazıda toparladık. Bu yazıyı okuduktan sonra “get” sizin uzmanlık alanınız olacak.
İngilizce Get Kullanımı
Tek tek farklı kullanımlara dalmadan önce bir uyarı yapalım: “get” kullanıldığı özel duruma göre DEĞİL, kendinden sonra aldığı kelimenin türüne göre anlam değiştiriyor. Yani anlamı cümlede aramayın, “get” fiilinden hemen sonra gelen kelimede arayın.
Get + Dolaysız Nesne
Burda “get” en basit kullanımında, sözlükte okuduğunuz en tekdüze anlam olan “almak, edinmek, elde etmek” hatta bazen “satın almak” anlamında kullanılıyor. Kendinden sonra gelen dolaysız nesne de alınan şey oluyor haliyle.
- I got your e-mail today, thanks.
- Excuse me, did you get your driving license? You look too young to drive.
- She got a new laptop for herself as a New Year gift.
Get + Yer İsmi
Bu kullanım da basit. Get kendinden sonra bir nesne DEĞİL bir yer ismi aldıysa “varmak, ulaşmak” anlamı alıyor.
- They got to Shanghai at around 10 in the morning. (şehir isimlerine bir de “to” ekledik)
- How did you get here this quick?
- My parents are getting back from Seoul (“get back” geri dönmek, geri ulaşmak gibi)
Get + Sıfat
On parmağında on marifet “get” fiilimiz ardından sıfat aldığında o sıfatın yardımcı fiiline dönüşüyor. Bir şeyi sıfatla ifade etmek istiyoruz ama tek başına sıfat kullanamadığımızdan önüne “get” ekliyoruz.
- I get tired
- Hurry up mom, I am getting hungry.
- Everyone gets old, use your time wisely. (gördüğünüz gibi yüklem konumundaki “get” de çekimleniyor ve gerekirse “s” takısı alıyor.
Get + Preposition
Tıpkı arkasından gelen sıfatın yardımcı fiili görevi gören ve bir nevi onu yükleme dönüştürebilen “get” aynı şeyi preposition’larda da yapıyor ve bambaşka anlamlar kazanıyor. Bu liste uzayıp gideceğinden sadece birkaç örnek vereceğin, sözlükte sık kullanılan kalıpları bulabilirsiniz.
- I am unemployed right now, I barely get by. (geçinmek)
- Get up! It’s nearly noon! (uyanmak, kalkmak)
- Come on, get over it, everyone breaks up. (bir hastalığı ya da şaşkınlığı üzerinden atmak)
İngilizce Get İle İlgili Cümleler
Yukarıdakilerin dışında sık sık göreceğiniz birkaç özel kullanım daha var ve bunları ayrıca anlatsak daha iyi olacak çünkü çok sık kullanılıyorlar.
Alışmak anlamına gelen iki phrase kullanımımız da get ile oluşturulmuş: “get used to, get accustomed to”. İkisi de alışmak demek, farkları yok.
- We got used to waking up early, we are farmers.
- You should get accustomed to sleeping 6 hours a day, money is tight.
Ek olarak bir de dizilerde sıkça duyduğumuz bir kullanım var: “get it”. Bu kullanım daha çok geçmiş zamanda çekildiğinden biz onu hep “got it” olarak görüyoruz. Anlamı ise “anladım, tamamdır, sıkıntı yok” gibi düşünülebilir.
- A: Buy some eggs before coming home. B: Ok, got it.
Son olarak get ardından geçmiş zaman çekimli bir fiil ya da kalıp alıyor ve bu da arkasından gelen fiili yaparken yakalanmak gibi bir ifade anlamına geliyor. Genelde “yakalamak” anlamına gelen “catch” fiiliyle kullanılıyor.
- I get caught up cheating, I failed the test.
- She got caught up lying on her resume. Eventually, they fired her.
Get hakkında bilmeniz gerekenler bu kadar. Bir sürü farklı kullanımı var farkındayım ve hepsinin anlamını ezberlemek zor, ama ezbere gerek yok zaten. Get fiilinden sonra gelen kelimelerden anlamı çıkarabilirsiniz. Sizden bir “got it” cevabı aldığımı varsayıyor, yazıyı burada noktalıyorum.
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren